30 Mart 2012 Cuma

Masallardan....

Şu sıra “Once upon a time” dizisine sarmış durumdayım. Masal sevenlere masal gibi bir dizi, çocukluğumun bütün masal kahramanlarını birleştirmişler tek bir dizide. Bu nedenle masal kitaplarındaki ilustrasyonlar bugünün blog yazısı.







Devler, cinler, yürüyüp yürüyüp sadece bir arpa boyu yol gitmeler olasıydı.
Bir varmış, bir yokmuş... Beynime kazınan hikayelerin masallar böyle başlardı...


Parmak kız, Çirkin ördek yavrusu, Karlar kraliçesi, Kral'ın yeni giysileri, Bezelye tanesi ve prenses, Kurşun asker, Kibritçi kız, Yıldız tozu, Bremen mızıkacıları...



Çocuksu bir zevk, tembellikle birlikte gelen bir huzur hali




Dinleyenin uykusunu getirir, hayaller içinde uykuya daldırır..



Battaniyenin altında sıcacık, gözleriniz kapalı dinlersiniz, kışa sanki daha uygun masallar.













Masallarla büyüyen çocuklar, biraz daha hayalperest, dolayısıyla kırılmaya daha yatkın mı olurlar bilinmez. "masala inanmayan gerçeğe inanır mı?" o da bilinmez.


İnsanlar kaç yaşında olursa olsun, hep inanmak isteyecekleri bir tane olmasını ister, değil mi?



Bana bir varmış de
bir varmış bir yokmuş deme
içime dokunuyor.
Can Yücel

29 Mart 2012 Perşembe

Bahar geldi, hoş geldi:)


 
Bahar mevsimi geldi mi dünya güzelleşiyor, içimiz ısınıyor.  Denizin kokusunu da getiriyor gelirken, işte bu mest edici hamlelerin en güzeli:)
İlkbaharın en güzel habercisi; erik ağaçlarının çiçeklerini açma girişimi, yeşilliklerin de taze yaprak oluşturmaya başlaması. Bugun tomurcuk gibi görünür yarın bi bakmışsınız açmışlaaar:)
Bu mevsimde bahçede/balkonda/açık havada kahvaltı etmek benim için müthiş keyifli.Garipçe Köyü'ne gidecek olursanız Asmaaltı'nmı öneririm size, müthiş güzel bir sahil kasabasında asmaların altında köy kahvaltısı edin bu mevsimde sonra bu tavsiye için teşekkür edersiniz:)


Keyifli bir müzik eşliğinde çimlere uzanıp hiçbir şey yapmadan saatlerce kalabilir insan. Sanki her şey güzelmiş gibi, hiçbir dert, tasa yokmuş gibi, herkes mutluymuş gibi, dünya boktan bir yer değilmiş gibi.

Bahar geldiğinde ne giyeceğim sıkıntısı dişilerin baş derdi oluyor, ne giyeceğinizi bilemem ama şöyle çiçekli böcekli, iç açıcı renkli şeyler giyin, atın kasveti üzerinizden.


Yazlık konseptini çok seviyorum, soğuk taşlar, sadelik, iç açıcı ışık...


Dışarısı müthiş güzellikte oluyor; sıcak, güneş, kuşlar, börtü böcekler... Kapanmayın eve, paln yapın çıkın ormana gidin, ya da adaya, deniz kıyısına...
Kırlar akar arabanın açık camının manzarasından. bir his dolar içine. uçtuğunu sanırsın, daha dokuz yaşındasındır.
 
Uçurtma uçurduğumuz kırlar...


Dekorasyona da el atabilirsiniz, benim mevsimlerin değişiminde ilk yaptığım şey bu oluyor. Koltuk kılıflarını, çerçeveleri, resimleri, nevresimlerin desenlerini, aksesuarları, örtüleri... değiştirmek. Dış mekana gelen bahar eve de giriyor böylece:) Hem de her mevsim yapılan değişiklik ruh halni de olumlu etkiliyor. Bunun için ille çok para harcamanız gerekmiyor.




Aşk ve alerji mevsimi... Ben alerjilerden bıkmış durumdayım ama bu bile baharı sevmeme engel değil. Alerjen ve astımlı bünyelerin polen ve de bilimum çiçek-böcek sebebiyle ortalıkta şikayet ederek dolandığı görülür ama ben onlardan değilim.



Evde olduğu gibi mp3lerde de temizlik yapılabilir, mesela ben mevsime göre play list yenileyenlerdenim:)
Kışa göre daha hareketli, daha o yakmayan güneşe uygun şarkılar doldurup ve yürüyüşe çıkarım, var mı daha güzeli?





E tabi gez ya kulum vahii inmiş oluyor benim için bu mevsimle birlikte, öncelikle ver elini Ege:) Bavul da tam benlik:)


Gölgede, henüz öğle güneşi kendisini göstermeden havuçlu kek eşliğinde çay keyfi yapmanın ve çıplak ayak toprağa basmanın en zevkli günleri...


Tabiatın diriliş mevsimi, kuş cıvıltıları ile uyanmak....




 Trafiğe bakın göreceğiniz araba renkleri hep gri, siyah, beyaz, kırmızı ( o da nadiren). Şöyle rengarenk istediğimiz desende olsa ya arabalar da. Ruh hastalarının trafikte davranşları bile değişir belki!

 


Mitolojiye göre tarım ve bereket tanrıçası Demeter'in Zeus'tan olma kızı Persephone, Hades tarafından yer altında zorla alıkonur. Demeter de isyan halinde insanlar arasına karışarak yaşlı bir kadın kılığında Eluisis'e varır. Burada kaldığı sürece Demeter toprağı verimli kılmayı reddeder ve açlık hüküm sürmeye başlar. İnsanların çektiklerine üzülen tanrılar Hades'ten Persephone'yi annesine göndermelerini isterler. Kızına kavuşan Demeter, çoşku içinde toprağı çiçekler ve yapraklar ile kaplar ve ilkbahar olur.






Doğanın bu kadar güzel koktuğu başka bir mevsim daha var mı? Pencerelerden içeri sızar bu mevsim:)
Çimenlerin üzerine yayıldığımda çok mutlu oluyorum, hele bir de denize yakın bir noktadaysam değmeyin keyfime:)
"güneş gözkapaklarımı ısıtıyor
ah! güvenilmez ilkbahar güneşi
rüyada mıyım, gerçek mi bu
hem var gibiyim, hem yok gibi"
Ataol Behramoğlu